adsennse

14 Mayıs 2015 Perşembe

Piaget Ahlak Gelişimi

Piaget Ahlak Gelişimi kpss

Piaget Ahlak Gelişimi

Piaget Ahlak Gelişimi konumuzda ahlak gelişim evrelerini ve bu evreleri özelliklerini ele alacağız. Piaget bilişsel gelişimde olduğu gibi ahlak gelişiminde de önemli katkılar sağlamıştır. Önceki konumuzda Ahlak Gelişimi konusunu incelemiş ve ahlak gelişimine giriş yapmıştık. Sıradaki kpss gelişim psikolojisi dersi konumuz Piaget Ahlak Gelişimi olacaktır.

Piaget Ahlak Gelişimi

Piaget’e göre ahlak gelişimi, bilişsel gelişime paralellik göstererek ilerler. Bilişsel gelişimi etkileyen faktörlerin ahlak gelişimini de etkilediğini savunur. Bu sebeple ahlak gelişimdeki üst düzeyde gelişim gösterilebilmesi için bilişsel gelişimde üst düzey gelişimin gerçekleşmesi gerekir. Ancak bunun tersi doğrudur diyemeyiz çünkü üst düzey bilişsel gelişime ulaşmış herkes üst düzey ahlaka sahip olmuş olamaz.
Piaget ahlak öncesi evre, dışa bağımlı ahlak, ahlaki özerklik olarak üç dönemde ahlak gelişimini incelemiştir.
Ahlak Öncesi Evre (0-5 yaş)
Piaget 5 yaşına kadar çocukların çevresinde gördüğü olayları aynen taklit ettiğini söyler. Yani çevrelerinde gördükleri olayların ne oldukları, ne anlama geldikleri hakkında fikri yoktur. Yetişkinlerin otoritesine körü körüne bağlıdırlar. Bu dönem Piaget’in bilişsel kuramında duyusal motor ve işlem öncesi döneme denk gelmektedir. Çocukta empati duygusu yoktur. Çocukta bu dönemde hakim olan benmerkezci yapı bunu engellemektedir.
Dışa Bağımlı Ahlak (Ahlaki Gerçekçilik- Heteronom Ahlak) Evresi (6-10 yaş)
6-10 yaş arasındaki çocuklar artık çevrelerindeki olayların anlamlarını kısmen de olsa anlamaya başlarlar. Kurallara mutlak uyum bu dönemin temel özelliğidir. Çocuklara göre kural büyük bir otorite tarafından konulmuştur ve asla sorgulanamaz. Yanlış davranış bu dönemdeki çocuklara göre otomatik olarak cezayı gerektirir. Fakat kendileri de kesin ve değişmez olarak kabul ettikleri bu kurallara uymakta zorlanırlar. Bu evrede çocuklar olayın nedenini, niyetini sorgulamaz. Onlar için nesnel olan sonuç önemlidir.
Ahlaki Özerklik (Otonom Ahlak) Evresi (11 yaş ve üzeri)
Bu evreden itibaren çocuklar kuralların insanlar tarafından konulan basit şeyler olduğunu anlar. Kuralların isteğe ve faydasına göre değiştirilebileceğini anlarlar. Bir kural çiğnenmişse sonuca değil önce nedene ve niyete bakılır ve ahlaki değerlendirme buna bağlı olarak yapılır. Bu evrede nesnel sorumluluk önemini yitirmiş öznel sorumluluk ön plana getirilmiştir.
Bilişsel gelişim kuramına göre bireyler bir alt dönemin sonlarına doğru üst dönemin özelliklerinin belirtilerini göstermeye başlar.
Kpss eğitim bilimleri gelişim psikolojisi dersi Piaget Ahlak Gelişimi konusunu tamamladık. Bir sonraki gelişim psikolojisi dersi konumuz Kolhberg ve Ahlak Gelişimi olacaktır.

Türkiye’de Seçim

Türkiye'de Seçim

Türkiye’de Seçim

Türkiye’de Seçim konusunda anayasaya göre ülkemizde seçim işlerinin yürütülmesi, yüksek seçim kurulu başlıklarını inceleyeceğiz. Hayatımızda bir çok kez karşılaştığımız seçim sürecinin işleyişini, kurallarını bu konu içerisinde değerlendireceğiz. Önceki konumuzda TBMM Başkanlık Divanını işlemiştik. Sıradaki kpsskonumuz ise Türkiye’de Seçim  olacaktır.

Türkiye’de Seçim 

Türkiye’de Seçimler, yargı organlarının yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemler, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili tüm yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme, kesin karara bağlama ve TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulu’ nundur.
Yüksek Seçim Kurulu
Kurulun Oluşumu:
YSK yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur.
Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasında seçilir. Bu üyeler, aralarında bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. YSK’ ya Yargıtay ve Danıştay’dan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Seçilen Başkan ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler.
Görevleri:
Seçimler ve halk oylamaları, YSK’nın genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçim sonuçları ile milletvekili seçilenlerin adları Yüksek Seçim Kurulunca ilan edilir ve Resmi Gazete’de yayımlanır. YSK’nın karaları yargı yoluna kapalıdır. 2007 Referandum değişiklikleri ile artık Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği için YSK  Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını da incelemeye yetkili kurul olmuştur.
Yüksek Seçim Kurulu Birimleri
İl seçim kurulu:İl merkezindeki en yüksek dereceli üç hakimden oluşur. En önemli görevi,il seçim çevresinde seçimin düzenli yürütülmesini sağlamaktır.
İlçe seçim kurulu :İlçedeki en yüksek dereceli hakim,başkan olur. Dört üye siyasi partilerden alınır;iki üye öğretmenler arasından seçilir. Bu kurulun görevi,ilçede seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak ve seçim işlerini denetlemektir.
Sandık Kurulu:Bir başkan ve dört üyeden oluşur. İlçe seçim kurulunca iyi ün sahibi okur yazar olanlar arasından sandık kurulu başkanı seçilir. Üyelerden üçü siyasi partilerden alınır. Bir üye de ihtiyar heyeti veya ihtiyar meclisi üyeleri arasından ayrılır.
Seçmen Kütükleri:Seçim belgesi adı verilen her muhtarlıkta bir seçmen kütüğü düzenlenir. Seçme yeterliğine sahip olan her vatandaş konutunun bulunduğu veya en az üç aydan beri oturmakta bulunduğu mahalle muhtarlığının seçmen kütüğüne yazılır. Bu listeler ait olduğu seçim bölgesinde, halkın görüp okuyabileceği yerlere asılır. Yedi gün asılı kalır.

I. Meşrutiyet

I.Meşrutiyet

I. Meşrutiyet

I. Meşrutiyet konumuzda I. Meşrutiyet’in ilanı ve II. Abdülhamit dönemini inceleyeceğiz. Islahat ve Tanzimat fermanlarının yayınlanmasının ardından sona ermeyen ülke, yönetim, ekonomi ve dış ülkeler ile olan sorunlar sona ermemiş, ülke yönetimi üzerinde baskılar artmıştır. Bu sorunların çözümü için meşrutiyetin ilan edilmesi baskıları artmıştır. Önceki konumuzda Tanzimat Dönemini incelemiştik. Sıradaki kpss tarih dersi konumuz ise I. Meşrutiyet  olacaktır.

I. Meşrutiyet

Avrupa’ ya eğitim için giden öğrencilerden aydın bir sınıf oluşmuş ve bunlara Jön Türkler (Genç Türkler veya Genç Osmanlılar) denmiştir. Bu grupta Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa ve Hüseyin Avni gibi aydınlar bulunuyordu. Jön Türkler devletin içinde bulunduğu durumdan ve yaşadığı sorunlardan ancak meşrutiyetin ilanı ile kurtulacağını savunuyordu.
Fransız ihtilali ile yaygınlaşan Ulusçuluk (Milliyetçilik) anlayışı ile iç isyanlar başlamıştır. Bu isyanlar devletin parçalanmasına ve yabancı ülkelerin iç işlerimize karışmasına neden olmuştur. Jön Türkler Osmanlı halkının kurtuluşunun Osmanlıcılık ruhu ve vatandaşlık bilinci ile etrafında birleştirerek azınlıkların yönetime katılması ile olacağını savunmuştur. Bu amaçla padişah Abdülaziz’e baskı yapan Jön Türkler, Abdülaziz kabul etmeyince Şeyhülislamdan fetva alarak tahtan indirip yerine V. Murat ‘ı tahta geçirdiler. Ancak V. Murat’ı da devleti yönetecek yeterlilikte görmedikleri için akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesi ile tahtan indirerek yerine II. Abdülhamit’i geçirmişlerdir. II: Abdülhamit’i tahta geçirmeden önce meşrutiyeti ilan etme şartını kabul ettirmişlerdir. Tahta geçen II. Abdülhamit Belçika ve Prusya anayasalarını örnek alarak Kanun-i Esasiye anayasasını hazırlatmış ve 23 Aralık 1876 tarihinde meşrutiyeti ilan etmiştir.
Meşrutiyetin ilanı ile ilk defa parlamenter sisteme geçilmiş ve ilk kez anayasa ilan edilmiştir. İlk defa halk yönetime katılmış ve anayasal bir yönetim başlamıştır. I. Meşrutiyete göre yasama yetkisi meclise aittir. Kanun teklifi padişahın izni ile sadece hükümete aitti. Yürütme görevi ise padişahın seçmiş olduğu hükümete aitti. Hükümet padişaha karşı sorumluydu. Kanunlar ancak padişahın onayı ile yürürlüğe girebilirdi. Padişah mahkeme kararına ihtiyaç duymadan sürgüne gönderebilir ve olağan üstü durumlarda meclisi kapatabilirdi.
Meşrutiyetin ilanında etkili olan nedenlerden biri de İstanbul Konferansı kararlarını etkilemek olmuştur. Osmanlı meclisi Meclis-i Ayan (Ayanlardan oluşan meclis) ve Meclis-i Mebusan (Halk tarafından 4 yılda bir seçilen meclis)  olarak iki gruptan oluşuyordu.
II. Abdülhamit 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşını (93 Harbi) bahane ederek meclisi kapatmıştır. Fakat savaşın bir yıl sonra bitmesine rağmen meşrutiyet ilan edilmemiş İstibdat adı verilen yönetim anlayışı ile 30 yıl boyunca ülkeyi yönetmiştir. Bu dönemde Sanayi Nefise Mektebi, Baytar Mektebi, Halkalı Ziraat Mektebi açılmıştır. Duyun-ı Umumiye İdaresi ve tütün üretimini arttırmak için Reji idaresi kurulmuştur.
Kpss genel kültür tarih dersi I. meşrutiyet konusunu tamamladık. Bir sonraki tarih dersi konumuz ise II. Meşrutiyet olacaktır.

Türkiye’nin Üye Olduğu Uluslararası Kuruluşlar

türkiyenin üye olduğu uluslararası kuruluşlar

Türkiye’nin Üye Olduğu Uluslararası Kuruluşlar

Türkiye’nin üye olduğu uluslararası kuruluşlar devamlı güncellenmekle birlikte Kpss güncel konular içinde bilinmesi gereken önemli konulardandır. Kpss genel kültür sorularının içerisinde yer alan bu konu sadece Kpss açısından değil genel kültürümüzün gelişmesi açısından da bize katkı sağlayacaktır. Bu üye kuruluşları teker teker inceleyelim.
1) Nato (Kuzey Atlantik Paktı): 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyet Rusya’nın yayılımcı politikasına karşı 4 nisan 1949’da kurulmuştur.Üye sayısı 28 olan Nato birliğine Türkiye 1952 yılında kabul edilmiştir. Ülkemiz askerlerini Avrupa dışında ilk olarak Afganistan’a sonra da Avrupa dışına ikinci kez Libya’ya (Mart 2011) Nato bünyesinde göndermiştir. 2012 Nato zirvesi en son Chicago’da yapılmıştır.
2) AGİT (Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı): 1970’li yılların başında soğuk savaş koşullarındaki Avrupa’nın bölünmüşlüğüne son vermek , güvenlik ve istikrarın kazanılmasını sağlamak amacıyla 1973 tarihinde Helsinki’de çalışmalara başlanmış ve 1975’de 33 Avrupa ülkesi, ABD ve Kanada  tarafından  Helsinki Nihai Senedi’nin imzalanmasıyla sonuçlanmıştır.
3) Ekonomik İşbirliği Örgütü (EİT): 1985 yılında Türkiye, İran ve Pakistan arasında kurulmuştur. Sonradan Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın katılımıyla 10 üyeli bir teşkilat haline gelmiştir.
4) G-20 (Ekonomisi Gelişmiş ve Gelişmekte Olan 20 Ülke): Küresel ekonomi ve mali sistemin daha fazla geliştirilmesini sağlamak ve küresel krizlere karşı önlem almak amacıyla 1999 yılında kurulmuştur. G-20 üyeleri; Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, İngiltere, ABD ve Avrupa Birliğinden oluşmaktadır.
5) OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü): Türkiye’nin üye olduğu uluslararası kuruluşlar arasında olan OECD, 1947 ile 1960 yılları arasında faaliyet gösteren Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı (OEEC) yerine oluşturulmuş bir örgüttür. OECD 1961 yılında resmen faaliyete başlamıştır. Son üyesi Şili olup şu anda Türkiye dahil 31 üyesi bulunmaktadır.
6) Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ): 25 Haziran 1992 tarihinde Türkiye’nin öncülüğünde İstanbul Zirvesi Bildirisi ile kurulmuştur. KEİ üyeleri; Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya, Sırbistan, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan olmak üzere 12  üyeden oluşmaktadır. Merkezi İstanbul’dadır.
* KEİ Vize Anlaşmaları: ”KEİ Üyesi Ülkelerin İşadamları İçin Vize İşlemlerinin Kolaylaştırılması Anlaşması” ile ”KEİ Üyesi Ülkelerin Profesyonel Sürücüleri İçin Vize İşlemlerinin Kolaylaştırılması Anlaşması” 2008 yılında Tirana’da 19. Balkanlar Konseyi Toplantısında, Arnavutluk, Ermenistan, Moldova ile Türkiye arasında imzalanmıştır.
7) Gelişmekte Olan 8 İslam Ülkesi (D-8): Türkiye’nin üye olduğu uluslararası kuruluşlar  dahilinde olan, ilk adımlarını Necmettin Erbakan’ın attığı D-8, Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’nın katılımıyla 1997 yılında İstanbul’da yapılan Devlet/Hükümet Başkanları Zirvesi ile resmen kurulmuştur.
8) İslam Konferansı Örgütü (İKÖ): 1969’da Fas’ta kurulmuş olup merkezi Cidde’dedir. Türkiye dahil 57 üyesi bulunmaktadır. 2005’ten bu yana genel sekreterliğini Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu yürütmektedir.
9) Avrupa Konseyi (AK): Türkiye’nin üye olduğu uluslararası kuruluşlar içerisinde bulunan Avrupa Konseyi, 1949 yılında Avrupa’da insan hakları, demokrasi, ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla Avrupa çapında kurulmuş hükümetler arası kuruluştur. Avrupa Birliğinden farklı olmakla beraber Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa Konseyine bağlıdır. 2010 Anayasa değişikliği ile Türkiye vatandaşları haklarını burada aramadan önce Anayasa Mahkemesinde haklarını arayabilecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin merkezi Fransa’nın Strasbourg kentindedir. Burada görev yapan Türk yargıcın adı Ayşe Işıl Karataş’tır. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis Başkanlığına Mevlüt Çavuşoğlu seçilmiştir.
10) Birleşmiş Milletler (BM): Türkiye’nin üye olduğu uluslararası kuruluşlar içerisinde yer alan Birleşmiş Milletler konusu bir önceki konuda detaylı bir şekilde anlatılmış. Konuya buradan olaşabilirsiniz:

Google Trendleri

2014 Yılda Türkiye neyi merak etti ? Neleri google da aradı. Nelere en çok heves duydu ve neleri izledi. işte bütün bu soruların cevaplarını burada toplayacağız. Çeşitli alanlarda 2014 yılında google da en çok aranan başlıkları bir araya getirecek ve bu başlıkları tek inceleyeceğiz.

  • Kiraz Mevsimi
  • Güneşi Beklerken
  • Kaçak Gelinler
  • Kardeş Payı
  • Medcezir
  • Ulan İstanbul
  • Güllerin Savaşı
  • Küçük Ağa
  • Kara Para Aşk
  • Reaksiyon

  • Recep İvedik 4
  • Düğün Dernek
  • Eyvah eyvah 3
  • Nymphomaniac
  • Hükümet Kadın 2
  • İncir Reçeli 2
  • Interstellar
  • Mandıra Filozofu
  • Çılgın Dersane 3
  • Unutursam Fısılda

  • Nejat İşler
  • Berkin Elvan
  • Ekmeleddin İhsanoğlu
  • İrem Derici
  • Kenan Işık
  • Nur Bozar
  • Robin Williams
  • Mehmet Pişkin
  • Murat Göğebakan
  • Deniz Seki

  • Baklava Nasıl Yapılır?
  • Squat Nasıl Yapılır?
  • Ombre Nasıl Yapılır?
  • Makaron Nasıl Yapılır?
  • Kürdan Nasıl Yapılır?
  • Vals Nasıl Yapılır?
  • Kolye Nasıl Yapılır?
  • Patchwork Nasıl Yapılır?
  • Lolaz Nasıl Yapılır?
  • Mıhlama Nasıl Yapılır?

  • Arkadaşım Hoşgeldin
  • Bu Tarz Benim
  • Survivor 2014
  • Canım Kardeşim
  • Güldür Güldür
  • Niloya
  • X Factor
  • Ütopya
  • O Ses Çocuklar
  • Peppe

  • Mercimek Köftesi
  • Çıtırbörek
  • Yalancı Baklava
  • Helva
  • Cordon Bleu
  • Osmanlı Şerbeti
  • Saç Kavurma
  • Firilk Pilavı
  • Pırasa Yemeği
  • Ağlayan Pasta

  • Seçim Sonuçları
  • Dünya Kupası 2014
  • Soma
  • Flappy Bird
  • Kobani
  • İşid
  • Als Hastalığı
  • Selfie
  • Torba Yasa
  • Gazze

  • Kalbimin Tek Sahibine- İrem Derici
  • Vaziyetler- Sıla
  • Yeniden- Yalın
  • Naber- Hande Yener
  • Koltuk- Demet Akalın
  • Kanatlarım Var Ruhumda- Nil Karaibrahimgil
  • Nerdesin Aşkım- Hadise
  • Ayy- Oğuzhan Koç
  • Hop De- Tarkan
  • Saki- Sıla
Bu kategoriler ve bu maddeler 2014 yılında google da Türkiye ‘de en çok aranan kelimeler. Her biri kendi alanında en çok aranma sayısını almış. Biz ozgurmakale.com olarak 2014 yılında herkesin merak ettiği ve aradığı bu maddeleri zamana yayarak hepsini paylaşacağız.

Sağlıklı bir diyet nasıl olmalı ?

Havaların ısınmasıyla kışın alınan kilolar herkesin korkulu rüyası olmaya başladı...Yaza sağlıklı ve formda girmenin yolu aslında sürekli dengeli beslenmekten ve düzenli fiziksel aktiviteden geçiyor. Kısa sürede kilo verdiren diyetler sağlığınızı bozarken, aç kalınan diyetlerle de metabolizma bozuklukları ortaya çıkıyor. Vücut alıştığı miktarda besin alamadığında metabolizma yavaşlıyor ve kilo vermeye çalışırken farkında olmadan daha da kilo alıyorsunuz. 

Sağlıklı beslenmede en önemli nokta günlük alınan kalori ile harcanan kalori arasındaki dengedir. Ne yapılırsa yapılsın, nasıl beslenirseniz beslenin aldığınız kalorileri harcamadıkça, kilo artışı kaçınılmazdır. Dolayısı ile hiçbir diyet tek başına yeterli değildir, mutlaka düzenli fiziksel aktivite ile desteklenmelidir. Vücut için ihtiyaç duyulan tüm besin gruplarından – Protein, karbonhidrat, lif, vitamin, mineral, yağ gibi- her gün yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Vücut eksikliğini duyduğu besin grubunun yerine sanıldığı gibi diğerini koyamaz, zaman içinde çeşitli hastalıklarla kendini gösteren çoklu beslenme bozuklukları ortaya çıkar… Sağlıklı beslenme için herkesin temel bilgi kaynağı olarak dikkat etmesi gereken noktalar oldukça basittir;
  •         Çeşitli ve Dengeli beslenin, 
  •         Aşırı gıda tüketmekten kaçının.
Gün içerisinde acıktığınızda veya atıştırmak istediğinizde ise işte size kilo dostu seçenekler;
Taze meyveler; Mevsiminde tüketilecek meyvelerle vitamin, mineral ve sıvı dengesi sağlarsınız, düşük kalorili, lezzetli, pratik seçeneklerdir…
Kuru meyveler; Kuru kayısı, kuru üzüm, kuru incirler hem lezzetlidir, hem de kilo almadan açlığınızı bastırmaya yardımcı olur. Lif oranı yüksek olan meyveler mide bağırsak sisteminin de düzenli çalışmasını sağlar… Tabi miktarı abartmamalısınız.
Atıştırmak için sebze seçenekleri; Taze havuç dilimleri, marul yaprakları, az haşlanmış brokoli, haşlanmış mısır gibi sebzeler gün içerisinde kolayca tüketebilecek sağlıklı seçimlerdir.
Sağlıklı içecekler; Yüksek kalorili, gazlı içecekler yerine öğün aralarında meyve çayları, taze meyve suları, ayran içmek özellikle yaz aylarında vücudun ihtiyacı olan sıvıyı sağlarken vitamin-mineral dengesini korumanıza, dolayısı ile metabolizmanızın düzenli çalışmasına yardımcı olacaktır